top of page
iStock-1454139245.jpg

Travma Nedir?

Travma son zamanlarda günlük yaşantımızda bizde stres yaratan olayları tanımlamak için sık olarak kullandığımız bir kelime haline geldi. Sözlük tanımı kişinin üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan yaşantılar olsa da ani ve beklenmedik şekilde gelişen, günlük rutini bozan, kaygı, dehşet, panik duygularını uyandıran, kişinin anlamlandıramadığı yaşantısal olaylar olarak tanımlamak daha açıklayıcı olacaktır. Görüldüğü üzere psikolojik travmayı hoş olmayan, tatsız bir yaşam olayından ayırmak önemlidir. Bir olaya travmatik diyebilmek için, kişinin olayı; yaşamına karşı bir tehdit olarak algılaması, beden bütünlüğüne karşı bir tehdit olarak algılaması, sevdiklerine karşı bir tehdit olarak algılaması veya inanç sistemine karşı bir tehdit olarak algılaması.

Travmatik olay başka bir kişinin eylemlerinin sonucunda gerçekleşebilir veya bir kazadan kaynaklanabilir. Örneğin; yangın, deprem, fiziksel veya cinsel saldırı, taciz, savaş, terör eylemleri, araba veya uçak kazaları, aile içi şiddet…

Travma-1024x677.jpg
Travma-1-770x430.jpg

Travmanın Nedenleri Nelerdir?

Kötü bir olayın travmaya sebebiyet vermesinin yukarıda sıraladığımız travmanın bileşenlerine ek olarak birçok sebebi olabilir. Kişinin bilinmeyen bir durumla karşı karşıya olması, bu durumun veya olayın kişiyi hazırlıksız yakalaması, tek seferle sınırlı olmaması yani tekrarlayıcı olması (örneğin tacizkar veya şiddet gösteren bir partner gibi), bir başkasının kötü niyetinden kaynaklanması, kişinin en savunmasız döneminde yani çocuklukta meydana gelmesi, kişinin olay karşısında kendini güçsüz hissetmesi gibi sebeplerden dolayı yaşanan olay travmatik bir iz bırakabilir.

Travma’nın Belirtileri Nelerdir?

Birçok kişi travmatik bir olaydan sonra güçlü duygusal veya fiziksel tepkiler yaşar. Çoğu durumda tehditin ortadan kalkmasının ardından bu huzursuz edici tepkiler zamanla azalacaktır. Ancak olayın ciddiyetine ve bizim için olan önemine bağlı olarak psikolojik travmanın belirtileri kötüleşebilir veya daha uzun süre devam edebilir. En yaygın semptomlardan bazıları şunlardır: olayla ilgili rahatsız edici düşünceler, kabuslar, bilinç bulanıklığı, ürkeklik, endişe, olayı yeniden yaşıyormuş gibi hissetmek, çalkantılı ruh hali.

Travma Süreci ve Aşamaları

Travma yaşayan herkes aynı şekilde yara almaz. Bununla beraber, olanları işlemek, iyileşmek için zaman harcayarak acı veren duygularla uğraşmak gerekir. Psikolojik travmayı dört adımda ele almak mümkündür. Elektrik sistemi gibi insanların sinir sistemi de aşırı uyarılmaya maruz kalabilir. Travmatik bir olay meydana geldiğinde de bu durum gerçekleşir. Vücut kendini kapatma ve yalnızca temel düzeyde işlev gösterme eğilimindedir. Bu ilk aşamadır. Bazıları bu aşamada kendilerini uyuşmuş veya şokta olarak tanımlarken diğerleri duygusal olarak kopuk hissettiklerinden bahsederler. Bu ilk etki geçtikten sonra hisler ve duygular geri dönmeye başlar. Kişi sürekli olarak olay hakkında konuşuyor gibi görünebilir. Yazı yazmak veya çizim yapmayı başlarına gelen olayı işleme aracı olarak kullanabilirler. Bu bunalmışlık duygularını serbest kılmanın bir yoludur, böylece iyileşme başlayabilir. Hareket haline geçmek kişilere travmatik olayın ardından ihtiyaç duydukları kontrol duygusunu veriyor gibi görünmektedir. Zira hissettikleri güçsüzlük duygusu felç edici bir etkiye sahiptir. Bu dönemde insanlara kart göndermek, hastaneleri ziyarete gitmek, birileri için yemek pişirmek kadar olağan eylemlerin bile yardımı yadsınamaz. Kişiye amaç duygusu veren şeyler iyileşmeyi teşvik edebilir. İyileşmenin bir başka sağlıklı yolu ise başkalarıyla birlikte olmaktır. Benzer bir olay yaşamış olanlarla konuşmak olayın acısını serbest bırakmanın bir başka yoludur. İyileşme yolculuğunun bu aşamasında kişiler hedefleriyle yeniden bağ kurduklarını ve başkalarıyla daha derin bağlantılar içine girdiklerini ifade ederler.

Travmayı 5 aşamada inceleyen araştırmalar da bulunmaktadır. İlk etki aşamasında yani travmadan hemen sonra kaygı ve korku duyguları ön plandadır. İkinci aşamada birçok kişi yaşadıkları felaketin sonuçlarıyla başa çıkmak adına zihinsel ve fiziksel olarak kendini tüketme pahasına çalışır. Buna kahramanlık aşaması adı verilmiştir. Balayı aşamasında ise kişi hayatta kaldığı ve kendisine gelen yardımlardan dolayı büyük bir minnettarlık duygusu içerisindedir. Dördüncü aşama uyanış aşamasıdır. Bu süre zarfında kişiler öfke ve engellenmişlik hisleri yaşarlar. Bu hisler çoğu zaman yetkili mercilerin yapılması gerekenleri zamanında yapmamış olmalarından kaynaklanır. Son aşamada ise algılar daha gerçekçi bir hale bürünür. Kişiler karşılaştıkları problemlere kişisel çözümler üretebilmek adına sorumluluk üstlenmeyi kabul ederler. Buna yeniden yapılanma aşaması denir. Kişilerin zihinsel ve duygusal süreçleri evrilmektedir. Bu nedenledir ki psikoterapinin en verimli olması beklenen aşama da budur.

Çocukluk Çağı Travması

Birçok insan ideal bir çocukluk geçirmemiş ve erken yaşamlarında travmatik olaylara maruz kalmıştır. Fiziksel veya cinsel istismar, ihmalkar tutumlar veya şiddet çocuklar için dayanılmaz ve baş etmesi oldukça güç yaşantılardır. Bu kişi yetişkinlik hayatında acı veren çocukluk anılarından kaçabilir. Fakat bu yaşantıların verdiği acıyla yüzleşmek kolay olmasa da gereklidir. Zira tedavi edilmediğinde bu tür travmalar kişiye çeşitli ruhsal rahatsızlıklarla bedel ödetmeye devam ederler.

Dolaylı Travma (İkincil Travmatik Stres)

Hayatta çoğu zaman birçok insan travmatik stres yaşar ve bu durum onlara karşı empati duymamıza yol açar. Travmatik stres bozukluğu ile mücadele eden birine bakım veren kişi ikincil bir travma etkisi yaşayabilir. Hastayla ilgilenirken bakının üzerinde travmanın ikincil bir etkisine maruz kalacak şekilde bir iz bırakabilir. Bu, bakıcının hastanın acı, sıkıntı, terör ve korku gibi duygularına ilk elden maruz kalması, hastanın hikayesini tekrar tekrar dinlemesinin olası bir etkisidir. Bu travmanın şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterse de dünyaya, benliğe ve topluma ilişkin algıda öne çıkan semptomatik değişimlere yol açabilir.

bottom of page